Nasıl Kötü Bir Kuramsal Fizikçi Olunur?*
Kötü bir kuramsal fizikçi olmak, iyi olmaktan çok daha kolaydır. Bu konuda başarılı(!) olmuş pek çok insan tanıyorum.
Not: Hemen endişelenme. Eğer kuramlarınla ya da yöntemlerinle tam olarak hemfikir değilsem, bu tek başına senin kötü bir kuramcı olduğunu göstermez. Hâlâ harika keşifler yapabilir, hatta şanslıysan bir Nobel Ödülü kazanabilirsin.
Kötü kuramcıların yanı sıra, iyi olanlar da hata yapar. Bilim, insanların hata yapmalarına 'rağmen' ilerler. Fizikçiler olarak, tümüyle doğru olmayan kuramlar üretiyoruz, hayal edebildiğimiz her tuhaf yöntemle onları test ediyoruz. Sonunda, hataları bertaraf etmeyi ve muhteşem yeni bilgiler edinmeyi başarıyoruz. İyi bir kuramcı ve kötü olan arasındaki fark, iyi kuramcıların genellikle kendi kuramlarının eksikliklerini ilk tespit eden kişi olmalarıdır. İyi fizikçiler, eğer iddia ettikleri kuram düzeltilemeyecek kadar hatalıysa, bir kuramı çöpe atmaktan asla korkmazlar. Öğrenciliğimizde fiziği öğrenirken, hepimizin büyük keşifler yapma tutkusu vardı, bu yüzden kısa zamanda kendi teorilerimizi kurmaya başlarız genelde. Genellikle de yanlış kuramlar olur bunlar, ama ne önemi var ki, bu hatalarımızla öğrenmeye ve gelişmeye devam ederiz.
İşte bu süreçte, kötü bir kuramcı olmak için yapman gerekenleri söyleyeceğim: Kendini Isaac Newton, Albert Einstein, Paul Dirac ya da diğer ünlü kuramsal fizikçilerle karşılaştır ve kendi lehine bir sonuca ulaş. İyi kuramcıların, bu ünlü fizikçileri birer aziz olarak görmedikleri düşüncesiyle avun; bunların hiçbiri yanılmaz değildi, pek çok kez kuramlarının düzeltmeye maruz kaldığı, bilim tarihçileri tarafından iyi bilinir ve bu durumun modern fizik üzerinde hiçbir etkisi yoktur.
Ürettiğin kuramı, telepati veya bilinç gibi gizemli konularla bağdaştırma cesaretini göz önünde bulundur (ve fiziğin sınırlarını zorla). Uzun süredir çözülememiş problemleri çözme konusunda (çoğu fizikçiye) sevimsiz (görünen) iddialarda bulun. Tabii ki, bunu yaparak ünlü olacağını umabilirsin. Ama maalesef, birkaç iyi kuramsal fizikçinin adıyla anılan pek az denklem vardır. Bunun nedeni, meslektaşlarının onların önemini kabul etmeleri ve denklemlere isim vermek istediklerinde, keşfe katılanlara bu şerefi bahşetmeleridir. Kötü bir kuramsal fizikçi ise, beklenti içinde, kendi denklemlerini ve hatta tüm teorilerini, kendinden hemen sonra isimlendirir. Ama, keşfettiğini iddia ettiğin her şeye kendi ismini ekleme konusundaki küstahlığın, bilimde uygunsuz görülür ve pratikte amatörlüğünü ve beceriksizliğini ele verir. Eğer iyi bir kuramcı, meslektaşlarının kendi ismini ekledikleri bir denklemden bahsediyor ise, kendi ismini kullanmak yerine farklı bir tanım kullanır.
Kötü bir kuramcı olmak için, kendi ham kuramını al, hatalarını kontrol etmeyi boşver, eksikliklerin için seni uyaran meslektaşlarını dinleme ve kendi şaşmaz(!) zekâna hayran ol. Tüm eleştirmenlerini kendinden kaçırmaya çalış ve çalışmalarını herşeye rağmen yayınla. Eğer iyi bilinen bilim medyası çalışmanı yayımlamayı reddederse, kendi çakma bilimsel dergini bul ve kendi kitaplarını kendin yayımla. Eğer gerçekten zekiysen, editörünün uykuda olduğu eski bir profesyonel fizik dergisi bulabilirsin. Böyle bir dergi bulmak için, kapaktaki yönetim kurulu üyeleri listesinin yarıdan fazlasının ölmüş olduğu dergilere bak. Tüm muhaliflerini ileriyi görememekle itham et. Bu daha kolay ve memnuniyet vericidir, böylece kuramının ortaya koyduğu sonuçları tekrar tekrar kontrol etmek için sıkı çalışman gerekmez. Hatta yeterince belâgatlı isen ve ağzın laf yapıyorsa, kendi hayran kitleni bile oluşturabilirsin.
Bir sonraki adım işinin reklamını yapmak olmalı. Sözde saygınlığın, Wikipedia vb. ortamların senin gönderilerini reddetmesine neden olabilir, ancak bu durumda yine de kendi web günlüğünü başlatıp Google'da pop-up'lar satın alabilirsin. Yerleşik literatürde aldığın alıntıların sayısından (muhtemelen hiç yoktur zaten) bahsetme. Bunun yerine, makaleni yanlışlıkla indiren kişilerin sayısını belirten bir counter koy bloguna. Böylece bu sayıları gururla duyurabilir ve çakma ilgiden keyif alabilirsin.
Teorinin üstünlüğüne arkadaşlarını, aileni, pizzacı çocuğu, köpeğini ve hatta yerel bir radyoda halkı ikna ettin. Ancak... Nasıl oluyor da, eski bilime ölümcül bir darbe vurmamışsın gibi, köhne kuramlar üzerinde çalışmaya devam eden bazı iğrenç fizikçiler hâlâ varlığını devam ettiriyor ki?!! Derdini anlattığın çoğu profesyonel fizikçi sana hiç bir cevap vermemiş olabilir. Olsun, onlar geçmişte yapmış oldukları tüm hatalardan(!) çok utanıyor olmamlılar ve şimdi muhtemelen senin önemli çalışmalarını araştırmakla meşguldürler.
Tüm gayretine rağmen, utanmadan senin teorinin saçmalık olduğunu söyleyen, Gerard 't Hooft gibi birkaç fizikçi illâ ki olacak! Onları ciddiye mi alacaksın peki? Tabii ki hayır! Onlara, teorini geliştirirken ürettiğin ve çoktaan unuttuğun çıkarımların ayrıntılarını anlatmaya çalışma bile. Şöhretini sonsuza dek devam ettirmek için yapman gereken şey şu: Onlara CEHENNEME KADAR YOLUNUZ VAR diye haykır. Mevcut düzenin o iğrenç kuklalarını, nazilerle karşılaştır ve onları mahkeme kapılarında süründürmekle tehdit et. Bu, onlara günlerini gösterir!
Aslında, senin gibi, seninle aynı fikirde olan, Einstein'ın ve diğer birçoğunun tamamen hatalı olduğunu söyleyen ve şu anki bilimin büyük bir komplodan ibaret olduğunu söyleyen birkaç kişi daha olduğunu göreceksin. Onların iddialarını ve kuramlarını ayrıntılarıyla incelemeye çalışma (bunlardan herhangi bir anlam çıkaramazsın zaten). Ancak web günlüklerinde onlara katıl. Onlarla karşılıklı hayranlığınızı ifade edin. Birlikte güçlü bir blok oluşturacaksınız ve 't Hooft gibi ortak rakipleriniz yakında pes edecek.
Tüm bu anlattıklarımın, senin kuramların için en üst düzeyde tanınma elde etmenin yolu olduğunu düşünüyorsan, bu yazının gerçek şampiyonu sensin.
Anlaşılabilir nedenlerden ötürü, bu yazının önceki sürümlerinde olduğu gibi, "kötü kuramsal fizikçi" ünvanını hak eden kişilerin isimlerini listelemekten kaçınmaya karar verdim. Buna rağmen, hâlâ kendilerini bu tasvir içinde bulan insanlardan öfkeli tepkiler alıyorum. Bu yazı, gerçekten var olan insanlardan esinlenmiştir, ancak bu açıklamaların hiçbiri tek bir mevcut kişiyi tarif etmiyor.
*Bu yazı Nobel fizik ödüllü bilim insanı Gerard 't Hooft'un How to Become a Bad Theoretical Phsicist yazısının çevirisidir.
Not: Hemen endişelenme. Eğer kuramlarınla ya da yöntemlerinle tam olarak hemfikir değilsem, bu tek başına senin kötü bir kuramcı olduğunu göstermez. Hâlâ harika keşifler yapabilir, hatta şanslıysan bir Nobel Ödülü kazanabilirsin.
Kötü kuramcıların yanı sıra, iyi olanlar da hata yapar. Bilim, insanların hata yapmalarına 'rağmen' ilerler. Fizikçiler olarak, tümüyle doğru olmayan kuramlar üretiyoruz, hayal edebildiğimiz her tuhaf yöntemle onları test ediyoruz. Sonunda, hataları bertaraf etmeyi ve muhteşem yeni bilgiler edinmeyi başarıyoruz. İyi bir kuramcı ve kötü olan arasındaki fark, iyi kuramcıların genellikle kendi kuramlarının eksikliklerini ilk tespit eden kişi olmalarıdır. İyi fizikçiler, eğer iddia ettikleri kuram düzeltilemeyecek kadar hatalıysa, bir kuramı çöpe atmaktan asla korkmazlar. Öğrenciliğimizde fiziği öğrenirken, hepimizin büyük keşifler yapma tutkusu vardı, bu yüzden kısa zamanda kendi teorilerimizi kurmaya başlarız genelde. Genellikle de yanlış kuramlar olur bunlar, ama ne önemi var ki, bu hatalarımızla öğrenmeye ve gelişmeye devam ederiz.
İşte bu süreçte, kötü bir kuramcı olmak için yapman gerekenleri söyleyeceğim: Kendini Isaac Newton, Albert Einstein, Paul Dirac ya da diğer ünlü kuramsal fizikçilerle karşılaştır ve kendi lehine bir sonuca ulaş. İyi kuramcıların, bu ünlü fizikçileri birer aziz olarak görmedikleri düşüncesiyle avun; bunların hiçbiri yanılmaz değildi, pek çok kez kuramlarının düzeltmeye maruz kaldığı, bilim tarihçileri tarafından iyi bilinir ve bu durumun modern fizik üzerinde hiçbir etkisi yoktur.
Ürettiğin kuramı, telepati veya bilinç gibi gizemli konularla bağdaştırma cesaretini göz önünde bulundur (ve fiziğin sınırlarını zorla). Uzun süredir çözülememiş problemleri çözme konusunda (çoğu fizikçiye) sevimsiz (görünen) iddialarda bulun. Tabii ki, bunu yaparak ünlü olacağını umabilirsin. Ama maalesef, birkaç iyi kuramsal fizikçinin adıyla anılan pek az denklem vardır. Bunun nedeni, meslektaşlarının onların önemini kabul etmeleri ve denklemlere isim vermek istediklerinde, keşfe katılanlara bu şerefi bahşetmeleridir. Kötü bir kuramsal fizikçi ise, beklenti içinde, kendi denklemlerini ve hatta tüm teorilerini, kendinden hemen sonra isimlendirir. Ama, keşfettiğini iddia ettiğin her şeye kendi ismini ekleme konusundaki küstahlığın, bilimde uygunsuz görülür ve pratikte amatörlüğünü ve beceriksizliğini ele verir. Eğer iyi bir kuramcı, meslektaşlarının kendi ismini ekledikleri bir denklemden bahsediyor ise, kendi ismini kullanmak yerine farklı bir tanım kullanır.
Kötü bir kuramcı olmak için, kendi ham kuramını al, hatalarını kontrol etmeyi boşver, eksikliklerin için seni uyaran meslektaşlarını dinleme ve kendi şaşmaz(!) zekâna hayran ol. Tüm eleştirmenlerini kendinden kaçırmaya çalış ve çalışmalarını herşeye rağmen yayınla. Eğer iyi bilinen bilim medyası çalışmanı yayımlamayı reddederse, kendi çakma bilimsel dergini bul ve kendi kitaplarını kendin yayımla. Eğer gerçekten zekiysen, editörünün uykuda olduğu eski bir profesyonel fizik dergisi bulabilirsin. Böyle bir dergi bulmak için, kapaktaki yönetim kurulu üyeleri listesinin yarıdan fazlasının ölmüş olduğu dergilere bak. Tüm muhaliflerini ileriyi görememekle itham et. Bu daha kolay ve memnuniyet vericidir, böylece kuramının ortaya koyduğu sonuçları tekrar tekrar kontrol etmek için sıkı çalışman gerekmez. Hatta yeterince belâgatlı isen ve ağzın laf yapıyorsa, kendi hayran kitleni bile oluşturabilirsin.
Bir sonraki adım işinin reklamını yapmak olmalı. Sözde saygınlığın, Wikipedia vb. ortamların senin gönderilerini reddetmesine neden olabilir, ancak bu durumda yine de kendi web günlüğünü başlatıp Google'da pop-up'lar satın alabilirsin. Yerleşik literatürde aldığın alıntıların sayısından (muhtemelen hiç yoktur zaten) bahsetme. Bunun yerine, makaleni yanlışlıkla indiren kişilerin sayısını belirten bir counter koy bloguna. Böylece bu sayıları gururla duyurabilir ve çakma ilgiden keyif alabilirsin.
Teorinin üstünlüğüne arkadaşlarını, aileni, pizzacı çocuğu, köpeğini ve hatta yerel bir radyoda halkı ikna ettin. Ancak... Nasıl oluyor da, eski bilime ölümcül bir darbe vurmamışsın gibi, köhne kuramlar üzerinde çalışmaya devam eden bazı iğrenç fizikçiler hâlâ varlığını devam ettiriyor ki?!! Derdini anlattığın çoğu profesyonel fizikçi sana hiç bir cevap vermemiş olabilir. Olsun, onlar geçmişte yapmış oldukları tüm hatalardan(!) çok utanıyor olmamlılar ve şimdi muhtemelen senin önemli çalışmalarını araştırmakla meşguldürler.
Tüm gayretine rağmen, utanmadan senin teorinin saçmalık olduğunu söyleyen, Gerard 't Hooft gibi birkaç fizikçi illâ ki olacak! Onları ciddiye mi alacaksın peki? Tabii ki hayır! Onlara, teorini geliştirirken ürettiğin ve çoktaan unuttuğun çıkarımların ayrıntılarını anlatmaya çalışma bile. Şöhretini sonsuza dek devam ettirmek için yapman gereken şey şu: Onlara CEHENNEME KADAR YOLUNUZ VAR diye haykır. Mevcut düzenin o iğrenç kuklalarını, nazilerle karşılaştır ve onları mahkeme kapılarında süründürmekle tehdit et. Bu, onlara günlerini gösterir!
Aslında, senin gibi, seninle aynı fikirde olan, Einstein'ın ve diğer birçoğunun tamamen hatalı olduğunu söyleyen ve şu anki bilimin büyük bir komplodan ibaret olduğunu söyleyen birkaç kişi daha olduğunu göreceksin. Onların iddialarını ve kuramlarını ayrıntılarıyla incelemeye çalışma (bunlardan herhangi bir anlam çıkaramazsın zaten). Ancak web günlüklerinde onlara katıl. Onlarla karşılıklı hayranlığınızı ifade edin. Birlikte güçlü bir blok oluşturacaksınız ve 't Hooft gibi ortak rakipleriniz yakında pes edecek.
Tüm bu anlattıklarımın, senin kuramların için en üst düzeyde tanınma elde etmenin yolu olduğunu düşünüyorsan, bu yazının gerçek şampiyonu sensin.
Anlaşılabilir nedenlerden ötürü, bu yazının önceki sürümlerinde olduğu gibi, "kötü kuramsal fizikçi" ünvanını hak eden kişilerin isimlerini listelemekten kaçınmaya karar verdim. Buna rağmen, hâlâ kendilerini bu tasvir içinde bulan insanlardan öfkeli tepkiler alıyorum. Bu yazı, gerçekten var olan insanlardan esinlenmiştir, ancak bu açıklamaların hiçbiri tek bir mevcut kişiyi tarif etmiyor.
*Bu yazı Nobel fizik ödüllü bilim insanı Gerard 't Hooft'un How to Become a Bad Theoretical Phsicist yazısının çevirisidir.
Bu yazının gelmesi çok iyi oldu. Siteden umudumu kesmiştim açıkcası.
YanıtlaSilHocam, yazı için çok teşekkür ederim. Bir şey sormak istiyorum. Şu doğru mu acaba:
YanıtlaSiltaban puanları
Cevabınızı bekliyorum.
Ne muhteşem bir anlatım. Gerard t'Hooft hayranıydım zaten ve ne kadar haklıymışım.
YanıtlaSilYazı için emeği geçenlere teşekkürler.