Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Elektromanyetik Kuram - 2

Resim
Maxwell Denklemleri: Matematikle Fiziğin Muhteşem Buluşması 19. yüzyılın başlarında bilim, asil beyefendilerin ve varlıklı aile çocuklarının tekelindeydi. Fakat Michael Faraday’ın pek de bu portreye uyduğu söylenemezdi. Genelde zengin asilzadelerin bir prestij ve hobi olarak ilgi duyduğu bilim dünyası göz önüne alındığında, genç Faraday bir demircinin oğluna göre haddinden fazla meraklıydı! 14 yaşında bir ciltçiye çırak olarak verildiğinden beri orada eline geçen her kitabı okuyor, her bilimsel gelişmeyi mutlaka yakından takip ediyor, ulaşabileceği her bilimsel etkinliğe gidiyordu. Bunlardan birisi de, zamanın gözde şovmeni Humphry Davy’nin halka açık yaptığı ve dersten çok bir gösteri havasında geçen deneyleriydi. Azot protoksit (gülme gazı) bağımlısı bu garip kimyager insanları etkilemeyi iyi bilirdi. Ancak alışılagelmiş göstericilerin yaptığı gibi gösterileri gizemli bir havaya bürümektense, bilimsel açıklamalar yapıyor ve izleyenleri bilimin güzelliğiyle buluşturuyordu. Davy den

Astronotlar Uzayda Gerçekten Kütleçekimsiz Ortamda mı Duruyorlar?

Resim
Dünya'dan yeterince uzaklaşırsanız, Dünya'nın kütleçekim etkisinden kurtulabilirsiniz. Bu, çocukluk çağımızdan kalan ve basit bir bilgi. Bu bilginin etkisiyle, Dünya dışına çıkan uzay araçlarının içinde oradan oraya uçuşan astronotları da kütleçekimsiz ortamda hareket ediyor sanıyoruz. Uzay yürüyüşü yapan astronotlara özeniyor, kütle çekimi olmadan ne hissederdik diye hayaller kuruyoruz.  Ama daha detaylı düşününce aslında astronotların kütleçekimsiz ortamda olmadıklarını hemen anlarız. Aksine, onlar Dünya'nın yörüngesinde, Dünya'nın kütleçekim etkisiyle bağlı hareket etmekteler. Tıpkı diğer bütün uydular gibi... Üzgünüm ama, gerçekten kütleçekim etkisinden tamamen bağımsız bir ortamda bulunmak istiyorsak, en azından Güneş sisteminden çıkmamız gerekecek. Hatta o zaman bile, Samanyolu Galaksisinin yaklaşık 400 milyar yıldızının oluşturduğu devasa kütleçekim etkisine bağlı kalmaya devam edeceğiz. Galaksimizin de içinde bulunduğu galaksi kümesinden de uzaklaşıp, şöyl

Fizik Neden Güzel?

19. yüzyılın meşhur fizikçilerinden Heinrich Hertz, Elektromanyetik kuramın babası James Clerk Maxwell’in denklemleri hakkındaki duygularını şöyle ifade etmişti: “… bu denklemlerin bağımsız varlıkları ve kendilerine has dehaları var. Öyle ki, kâşiflerinden bile daha bilgeler. Çünkü bu denklemleri oluştururken elde ettiğimiz bilginin daha ötesini bu denklemleri hayata uygulayarak öğrendik...” Çok zaman geçmemişti ki Einstein, Niels Bohr’un atom modeli hakkında “düşünce küresinin en ulvî müzikalitesi” deyivermişti. Sonraki yıllarda Richard Feynman, kendi evladı olan kuantum elektrodinamiğinden bahisle “Gerçekliği, güzelliğine ve sadeliğine bakarak idrak edebilirsiniz.” demişti. Fizik yasalarına olan benzer hayranlık ifadelerini bugünün fizikçilerinin ağzından da duyabilirsiniz.  Fiziğin güzelliğinin kökleri her şeyden önce yasalardaki simetriye uzanır. Fizik yasalarındaki simetri, çok kesin, ancak yine de mistik bir kavram olarak büyüsünü korur. Herhangi fiziksel bir sistemde yapıl