Kayıtlar

Nisan, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hareket ve Enerji

Hareket Etrafımızda çok farklı şekillere bürünmüş hareket çeşitleri var. Her ne kadar durağan görünseler de, gözünüze çarpan her şey Dünya döndükçe çok büyük hızlarda Dünya ile beraber güneşin etrafında dönüyor. Güneş de içinde bulunduğu galakside korkunç hızlarla yol alırken beraberinde bizi de taşıyor. Bu baş döndürücü süratler söz konusuyken mikro dünyada da hiçbir şey yerinde sabit değil. Gördüğümüz her şeyi oluşturan atom ve moleküller müthiş hareketlidir. Bu yüzden, hareketin doğasını ve nasıl değiştiğini öğrenmek, doğayı anlamada kilit rol oynar. Hatta fiziği hareketin anlaşılmasından ibaret gören fizikçiler çoktur. Hareket hakkında ilk bakışta fark edilen temel gerçek, dışarıdan cisme etki eden bir ‘kuvvet’ ile hareketi değiştirmenin mümkün olduğudur. Kuvvetten kastımız, yönü ve büyüklüğü (şiddeti) olan bir etkidir. Hareketin değişmesi ise ya hızın artıp (veya) azalması, ya da yönünün değişmesidir. Bir cisim yönünü ve hızını değiştirmeden ilerliyorsa o cisim üzerinde h

Nötrinolarda Kütle Meselesi

Nötrino olarak bilinen temel parçacıkların kütlesi var mı? Son yapılan araştırmalara göre, evet. Ancak, ne miktarda? Şaşırtıcı ve yeni tartışmalara yol açan yeni sonuçlar, kütle meselesi çözümünün zannettiğimiz gibi olmadığına işaret ediyor. Uzun süre nötrinoların, tıpkı fotonlar gibi ışık hızında hareket eden kütlesiz parçacıklar olduklarına inanıldı. Son birkaç yılda, güneş tarafından salınan veya kozmik ışınların atmosfere çarpmasıyla oluşan nötrinolar üzerinde çalışarak, fizikçiler nötrinoların çok az da olsa – elektronun on milyonda biri kadar – bir kütle taşıdığını keşfettiler. Bu kütlelerin, bilinen parçacık etkileşimlerinin gerçekleştiği enerjilerin çok ötesindeki fiziksel süreçlerin sonucu olduğuna inanılıyor. Modern Physics Letters A dergisinde Klapdor-Kleingrothaus ve arkadaşları, yeni bir tip nükleer bozunma süreci gözlemlediklerini iddia etmektedirler. Eğer bir şekilde iddiaları doğruysa, bu, bilinen üç çeşit nötrinonun aynı kütleye sahip oldukları anlamına gelir ve

Doğanın Sırlarını Çözmek 2

Anlamak için Bir Model Geliştir Birkaç parçacık veya parametreden daha fazla sayıda eleman içeren fiziksel sistemlerin tam olarak çözümlenebilmesi mümkün görünmese de, onları anlamak ve makroskopik özelliklerini son derece tatminkâr yaklaşıklıklarla tahmin etmek mümkündür. Bu da temel nazariyeler ve kavramsal modellemeler geliştirilmesi ile olur. Meselâ güneş sisteminin nispeten karmaşık etkileşimlerinin bazı ihmallerle nasıl kolayca modellenebildiğinden önceden bahsetmiştik. Bu örneği biraz açalım. Güneşi ve gezegenleri oluşturan her bir atomik parçacığın birbirini kütle çekim kuvveti sebebiyle çektiğini biliyoruz. Bu gök cisimlerinin hareketlerini tanımlamak için bir dizi yaklaşım kullanırız: 1. İlk basit yaklaştırma, her bir gezegeni oluşturan milyonlarca cismi tek tek ele almak yerine, tüm gezegeni tek bir parça olarak ele almaktır. Dünyayı oluşturan dağlar, denizler, akışkan lav halindeki iç tabakalar, atmosfer vb. farklı hareketler yapan tüm yapıları, aynı anda tekdüze

Doğanın Sırlarını Çözmek

Doğa Bilimi Fizik, maddenin her ölçekte davranışını ve özeliklerini anlamaya çalışan bilim dalıdır. Bir uçta, maddenin – temel parçacıklar olarak adlandırılan - ana unsurlarını, atomu ve molekülleri keşfetmeye çalışır. Sonraki adımda ise, günlük hayatta karşılaştığımız maddenin yapı taşlarını ve onların cinsinden çok çeşitli katı, sıvı ve gazları tanımlar. Hava ve okyanusların hareketlerini, iklim ve çevreyi inceler. Diğer bir uçta ise, yıldızların yapısını, oluşumunu, yıldızlar arası madde ve boşluğu, dev yıldız topluluklarının hareketlerini ve evrenin devinimini araştırır. Böyle bir tanım, aslında fiziğin diğer pek çok bilimi kapsadığını ima eder. Fakat tarihsel süreçte birçok araştırma alanı birbirleriyle son derece ilintili olmalarına rağmen, diğer alanlardan bağımsız olarak organize olur. Örneğin, basit veya karmaşık moleküler yapılar arasındaki etkileşimi ve bu yapıların baş aktör olduğu süreçleri inceleyen alana “kimya” denmişken, bütün moleküler karmaşıklığıyla canlıları