Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Havayı Temizleyen Bitkiler

Resim
Evlerimiz petrol türevleri, ağır metal içeren cihazlar, boya ve deterjan tarzı kimyasallar gibi zehirli maddelerle dolu. Bu tür toksinler çoğu zaman uçucu özelliğe sahiptirler ve solunum veya temas yoluyla vücudumuza kolaylıkla girerler. Uzun yıllar fark etmesek de vücutta biriken yabancı maddeler yaşam kalitemizi düşürür, bağışıklık sistemimizi zayıflatır ve günü geldiğinde ölümcül hastalıkları tetikleyici etken olurlar. Kimyasallar dünyamızı o kadar işgal etmiş durumda ki, steril bir ortamda yaşamak mümkün değildir. Ancak hepten çaresiz değiliz. Bazı doğal yöntemler kullanarak zararı en aza indirmek mümkün. Doğa harikalarla dolu. Bildiğimiz hemen bütün bitkiler solunumla açığa çıkardığımız karbondioksidi absorbe etmekle kalmaz, o karbondioksidi besine çevirerek en harika geri dönüşüm sistemini hayata geçirirler. Atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde bir mertebesindedir. Bu oranın biraz artması, önce bilinç kaybına, ardından yaşamsal faaliyetlerin son bulmasına neden olur. H...

Kara Delikler

Resim
1783 yılında John Michell isimli hemen her konuya ilgi duyan ve acayip fikirler öne süren bir adam, zamanın meşhur bilim adamlarından Henry Cavendish'e bir mektup yazar. Mektubunda enteresan bir öngörüsünü paylaşır:              " Eğer Güneşin 500 katı yoğunluğunda ve Güneşle aynı yarıçapa sahip bir küre üzerine bir cisim uzaydan düşecek olsaydı, yere çarpma hızı ışık hızından fazla olacaktı. Eğer ışığın da kütle tarafından çekildiğini var sayarsak, böylesine bir kütleden dışarı ışığın çıkması imkânsız olurdu. Çünkü böyle yoğun ve büyük bir kürenin kendi yer çekim kuvveti, ışığın çıkmasına engel olurdu. " Bu satırlar bizim bugün kara delik olarak adlandırdığımız cisimlerin tarihteki ilk öngörüsü oldu. Çok uzun yıllar bu öngörü pek dikkate alınmadı, Çünkü kütlesiz olan ışığın yer çekiminden nasıl etkileneceğini kimse anlamıyor ve ihtimal vermiyordu. 20. yüzyılda bu görüş değişti. 1915'te Einstein genel izafiyet teorisini kurdu ve pek çok k...

NİÇİN FİZİK? Bir Meslek Değerlendirmesi

Resim
Fizik etrafımızdaki dünyayı, bizim ötemizdeki dünyaları anlamak için var. En temel bilim dalı olarak kabul edilir. İzafiyet veya sicim teorisi gibi kavramlarla muhayyilemize meydan okur; bilgisayar, lazer ve diğer pek çok hayatımızı değiştiren teknolojinin doğmasına sebep olur; kanser tedavisi, alternatif enerji yöntemleri gibi sayısız faydası dokunur.  Fiziğin ilgi alanına en geniş galaktik sistemlerden en küçük atom altı parçacıklara kadar herşey girer. Kimya, okyanusbilim, sismoloji, astronomi ve hatta biyolojinin pek çok alanı ve medikal mühendisliğinin temelini fizik oluşturur. Tüm bu branşlarda uzmanlaşmış fizik mezunlarını görmek işten bile değildir. Fizik problem çözmeyi öğretir. Çok geniş bir perspektifle sorunlara bakabilme kabiliyeti kazandırır. Analitik düşünce yeteneğini güçlendirir, her tür akademik çalışma ortamına kolayca adapte olunabilmesini sağlar. Çünkü fizikçiler, herhangi bir bağlam ile alâkası olmayan problemlerin nasıl ele alınacağını öğrenir. Dünya...

Patlamış Mısırlar ve Atomlar

Resim
Kızgın bir kapta mısır tanelerinin patlamalarını beklemek, pek çoğumuzun hatırladığı çocukluk anılarındandır. Mısır tanelerini kaba koyup altını yaktıktan sonra önce tek tük patlamalar görürüz. Ardından bu süreç hızlanır ve nihayet çoğu tane patladıktan sonra süreç yavaşlar. Son mısır tanelerinin patlaması bazen şaşırtıcı derecede geç olur. Pek dikkat etmediğimiz ve öylesine olduğunu düşündüğümüz bu mısır patlama sürecine klasik fizik açısından bakarsak ilginç bir şey fark ederiz: Tüm mısır taneleri aynı anda, aynı sıcaklıktaki kaba konuyor. Hepsine eşit miktarda ısı veriliyor. Mısır taneleri de hemen hemen özdeş olduğuna göre, neden bazı mısır taneleri diğerlerinden çok önce patlarken kimisi de diğerlerinden çok geç patlıyor? Bununla birlikte, aynı olmasa da, büyük çoğunluğun patlaması için geçen süre ortalama bir değere sahip.  Halbuki fiziksel şartlar açısından hepsinin hemen hemen aynı zamanda patlamalarını beklemeliyiz. İstatistiksel olarak bu olaya b...