Hızlı ve Etkin Okuma Teknikleri


Bir resme bakmak ile bir sayfa yazıya bakmak arasında fark olmadığını anlayabilme durumu…

Bir insan ortalama dakikada 150 kelime okuyabilir. Ama hızlı okuma tekniklerini uygulayarak dakikada 1000 kelime okumak aslında çok zor değildir. Bunun için her şeyden önce, hızlı okuduğumuzda daha iyi anlayacağımıza inanmamız gerekir. Şimdi kendimizi hızlı okumaya ikna etmeye çalışalım:
  

Neden Okumalıyım?

İnsan öğrendiklerinin %80’ini okuduklarıyla öğrenir. Yani okuyan bir insan okumayan bir insandan ortalama olarak 5 kat daha fazla biliyor demektir. Ayrıca, Tarih, insanı bilge kılar, şiir, duygu dünyamızı zenginleştirir, matematik titizlik, doğal bilimler derinlik kazandırır. Mantık, söz söyleme sanatını kavrayışı ve ayırımları görme yeteneğini, hukuk ise bir konuyu aydınlatmada başka bir konunun derinlerinden yararlanmayı öğretir. Hızlı okumada başarılı olmanın belki de biricik şartı, okumaya karşı duyulan ihtiyaçtır.

Neden hızlı okumalıyım?

Hızlı okumak bir gerekliliktir. Çünkü:
·         Hızlı okumayı öğrendiğimizde aynı süre içerisinde daha fazla okuma imkanı bulacağız.
·         Günün yoğunluğu içinde okumaya vakit ayırmak hepimiz için genel bir problemdir. Daha çok okumanın tek yolu, bu durumda, hızlı okumaktan geçer.
·         Böylece zamandan tasarruf etmiş olacağız.
·         Daha iyi anlayacak ve okuduklarımızı daha iyi hatırlayacağız.
·         Bilgi dağarcığını artırma konusunda herkesten bir adım önde olacağız. Kısa zamanda çok şey okuyup anlayarak daha geniş bilgi sahibi olacağız.
·         Çağımızda hızla gelişen yenilikleri hızlı okuma alışkanlığı sayesinde yakından takip edebilecek, öğrenim hızımızı ve bilgi seviyemizi artıracağız.
·         Hızlı okuyarak zihin hareketliliğimizi artıracak ve karar verme işlemini hızlandıracağız.
·          Hızlı okuyunca anlamam korkusu bilimin düşmanıdır. Tam aksine, hızlı okumaya alışınca konu bütünlüğü daha rahat kavranır. Ayrıca, hızlı okuyan birisi kolay kolay sıkılmayacağı ve konsantrasyonunu kaybetmeyeceği için, uzun süre okuma ile meşgul olabilir.
·         Hızlı kitap okunabileceğimize önce kendimizi “şartlamamız”, psikolojik olarak hazırlamamız gerekir. Her şeyden önce kendimizi ikna etmeliyiz.

Hızlı  Okumak  için  Neler Gereklidir?

Her şeyden önce iyi gören gözler gerekir. Göz hastalıklarını (gözlük, lens, lazer tedavi vb. ile ) aşamamış insanlar hızlı okuma sürecinde başarısız olurlar.
Bunun dışında hangi dilde hızlı okuma yapılacağı çok önemlidir. Yazıldığı gibi okunan Türkçe gibi diller hızlı okumaya gayet elverişlidir.
Her gün mutlaka bu iş için zaman ayırmalı, bu zamandan asla taviz verilmemelidir. Bir hastanın ilacını zamanında alma titizliği ile her gün alıştırmalar yapılmalıdır.
Hızlı okumada IQ seviyesi tabii ki önemlidir; ama herkesin Einstein olamayacağı da bir gerçektir. Azim ve kararlılıktan daha güçlü bir silah ve daha etkili bir yöntem yoktur.
Verimli ve hızlı bir okuma için öncelikle sessiz, sakin ve dikkat dağıtıcılıktan uzak bir ortam gereklidir. Işık miktarı ne çok fazla ne de çok az olmamalıdır. Bu zaman aralığı için günün hangi dilimini seçtiğiniz de önemlidir. Yoğun geçen bir günün ardından, hele hele yatmadan veya uyumak üzereyken, pür-dikkat kitap okuyabileceğinizi hiç zannetmeyin. O saatler masal saatleridir.  Akşam kitap okuyacaksanız yemek yemeden önceki bir zamanı seçin. Çünkü, yemekten hemen sonra kan dolaşımınız mideye hücum eder. Sindirim esnasında büyük enerji harcanır. Beynin de ihtiyacı olan oksijenin büyük bir kısmı sindirim için kullanılır. Zaten bu yüzden yemekten sonra üzerimize bir ağırlık çöker. Dolayısıyla, yemek sonrası kitap okumak bizi kitaptan soğutan çok kötü bir fikirdir.
Hızlı kitap okuma sırasında konsantrasyon çok önemlidir. Bu yüzden en az bir iki saat rahatsız edilmeyeceğiniz kitap okuma zamanları ayarlamalısınız.

I. HIZLI OKUMAYI ENGELLEYEN FAKTÖRLER

1. Sesli okumak

Dudak kıpırdatarak okuma yapıldığında; aynı anda dudak, gözler, dil, boğaz, kulak ve zihin kullanılır. Böylece okumaya odaklanma kapasitesi düşmüş olur. Ortalama konuşma hızı dakikada 100 ~ 125 kelime kadardır. Sesli veya dudaklarımızı kıpırdatarak okuduğumuz zaman kendimizi bu hızla sınırlandırmış oluruz. Oysa anlamak için, kelimeleri seslendirmek gerekmez. Göz çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin algılamaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 100 kelime 1 dakikayla sınırlandığı için okuma hızımız çok daha hızlı olan beyin kapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasitemiz, boşluğu başka düşüncelerle doldurduğundan konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır.

İçinden sesli okumak da bir okuma türüdür. Her ne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyorsa da, okuma hızımızı bir dakikada 200 ~250 kelime ile sınırlıyoruz.

ALIŞTIRMA 1: Eğer sesli okumak bir takıntı haline gelmişse ve okuyucu kendini sesli okumaktan alıkoyamıyorsa, sesli okumayı engellemek için okurken dişlerinin arasına kalem koyabilir.

Bazen okuduğumuzu iyice anladığımızdan emin olmak için kelimeleri tane tane okuruz. Önümüzdeki metinleri tane tane okumaya kalkarsak bu kez de okumaktan çabuk sıkılırız ve gözlerimiz yorulur. Bu da okumayı yavaşlatan bir diğer etkendir. Tek tek, tane tane okuma yapıldığında kelimeler arası boşluklar oluşur ve bu boşlukları beynimiz alâkasız şeylerle doldurmaya başlar. Kelime aralarında beyin hayal kurar, plan yapar, başka şeyler düşünür. Bu yüzden de okunulan şey anlaşılmaz. Konsantrasyon azalır. Bu engeli bütünsel bir yaklaşımla çözmek mümkün, kelimeleri tek tek görmek yerine, bütünsel olarak görmemiz gerekir.

2. Okuma Sırasında Geri Dönüşler Yapmak:

Tekrar tekrar geri dönüşler yapılarak okumak da okuma hızını engeller. Geri dönüşler yaparak okumanın nedeni de okuduğumuzu anladığımızdan emin olmayı istemektir. Okunulanı iyice pekiştirmek için tekrar tekrar okumak tercih ediliyor. Halbuki bu işlem zihni yormaktan başka bir işe yaramaz.

ALIŞTIRMA  2: Okuduğumuzu tek seferde anlayacağımıza kendimizi şartlamalıyız ve okurken elimizde bir kağıt ile okuduklarımızı kapata kapata ilerleyerek geri dönmeden okuma ve anlama alışkanlığını kazanmalıyız.

3. Okunacak Konuyu Bilmemek

Bazen okuduğumuz şeyin aslında nelerden bahsettiğini hiç bilmeden okumaya başlarız. Aslında sadece gözlerimiz kelimeler üzerinde geziyordur. Okumaya başlamadan önce okuduğumuz şey hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Neden bu metni okuyoruz? Bu metin bize ne diyor? Ana fikri nedir? Tüm bunları bilerek daha etkin bir okuma gerçekleştirebiliriz.

ALIŞTIRMA 3: Okumaya başlamadan önce metni bir kez gözümüzle taramalıyız ve ana fikrini öğrenmeli, bizi yazıda nelerin beklediğini bilmeliyiz

4. Yetersiz Kelime Dağarcığı

Kelime dağarcığının yeterli olmaması da okumayı ve anlamayı yavaşlatır. Okuduğumuz şeyler beynimizde var olan bilgiler ile örtüşmezse okuduklarımız havada kalır ve beyin bunları bir bilgi olarak kapısından içeri almaz. Ayrıca bilinmeyen bir kelimeyi algılamak için gözler o kelimede takılı kalır ve zaman kaybederiz. Bu yüzden kelime dağarcığının genişletilmesi önemlidir. Özellikle eski Türkçe kelimelerin yoğun olarak bulunduğu metinlerde ve yabancı dilde yazılmış metinlerde bu sıkıntıyla çok sık karşılaşırız. Bu problemi aşmanın tek yolu vardır: okumak, okumak, okumak...

ALIŞTIRMA 4: Bilmediğimiz kelimelerin çok olduğu bir yazı veya bir kitap okumaya başlayalım. Yabancı kelimelere takılmadan, anlamasak bile geçelim. Gözlerimiz yabancı kelimeyi tam olarak algılamadan geçmek istemeyecektir. Kendimizi bu konuda zorlayalım.

5. Göz Bozuklukları

Patlak araba lastiği ile ne kadar yol gidilebilirse, bozuk gözlerle o kadar kitap okunur. Çok kitap okumak göz sağlığı açısından asla zararlı değildir. Tek yapılması gereken doğru şartlar altında kitap okumaktır. Peki bu şartlar nelerdir?
           
A. Doğru Işık Miktarı:

Aşırı ışık altında çalışmanın iyi olduğu zannedilir. Tam aksine, yoğun ışık, göz merceğinin ve göz hücrelerinin hassasiyetine zarar vermektedir. 10 metrekarelik bir odadaki 100 Wattlık bir lamba okuma için ideal bir aydınlık sağlar. Ayrıca beyaz ışık sarı ışıktan daha az yorucu olur. Bunun dışında kitap yaprakları beyaz ve/veya parlak ise sayfaya çarpan ışığın büyük miktarı yansıyacağından gözlerimizi çabuk yorar. Bu yüzden mat sayfalı kitaplar tercih edilmelidir. Ekrandan okuma yapılıyorsa, bulunduğumuz odanın aydınlığı bilgisayar ekranının aydınlığına yakın parlaklıkta olmalıdır. Ekran daha parlak olursa gözler çok daha çabuk yorulur.
           
B: Okuma Uzaklığı:

İki gözün bir tek noktaya odaklanması için gereken minimum uzaklık ortalama 13 cm’dir. Bundan daha yakın olan yazıları görmeye çalışmak yararsızdır. Ayrıca, 13-15 cm uzaklıktaki bir noktaya odaklanmak için göz kasları aşırı zorlanır. Bu da göz bozukluklarına sebep olur. Bu yüzden, yazı iki gözün de odaklanırken yorulmayacağı kadar uzakta, ancak harflerin seçilmesinin zor olmayacağı kadar da yakında olmalıdır. Bu mesafe 30-35 cm civarıdır.

6. Göz Tembelliği

Gözlerimizi yazı üzerinde gezdiren şey göz kaslarımızdır. Eğer çok okuyan biri değilsek, tıpkı antrenman yapmayan sporcunun çabuk yorulması ve yavaş koşması gibi, okurken yavaş okuyacak ve çabuk yorulacağız. Bu problemi aşmak için gereken egzersizler ileride verilecektir.

ALIŞTIRMA 5: Bir araçta giderken ilanları okuyarak, 2-3 kat hızlandırılmış bir şekilde alt yazılı filmler seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun konsantrasyon nedeni ile başınız ağrıyacak , ama bir süre sonra alışacaksınız. Hatta bir süre sonra alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır.

7. Her Kelimeyi Okumaya Çalışmak

Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe´de de cümle yapılarında anlam sadece bir kaç kelimede toplanmıştır. Diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. “Ve, gibi, ile için” vb. gibi sık sık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek, okumadan atlamakta büyük güçlük çekeceğiz belki; ama zamanla alışkanlık haline gelecek ve 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak veya 100 kelimesine konsantre olarak bütün yazıyı anlar hale geleceğiz. Konsantre olunması gereken kelimelere gelince… yazının konusuna ve içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte şunları sayabiliriz: Özel isimler, adres ve yer isimleri, tarihler, teknik terimler, cümlenin anlamını yüklenen fiiller, özneler.

8. “Hızlı Okuyunca Anlamam” Korkusu

Okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve en çok yapılan hata “hızlı okursam anlamam” korkusudur. At arabaları satte 5-10 kilometreden hızlı gidemezdi. Otomobil bu hızı saatte 100-200 kilometreye çıkardı. Eskiden insanlar bu hızlara ulaşılabileceğini düşünmezlerdi. Biz de bu gün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inanmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel Aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B.D.´yi yöneten John F. Kennedy, hızlı okuyarak da daha iyi anlayabileceğimizin kanıtlarıdır.

9. Pasif Okuma

Pasif okuma, okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, ana fikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Yazının ne amaçla okunduğunu bilmeden yapılan okumalar, okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de yazı anlaşılmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar.

II. HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ

Hızlı okuma tekniklerini üç ana başlıkta toplayabiliriz:

a) Verimli, kalıcı ve hızlı bir okuma için önce çabukluk gerekir. Okuma, kelimeleri görme ve algılama hızını artırıcı çalışmalar yapılmalıdır.
b) Daha sonra okuduğumuzu anlama ve kavrama kabiliyetimizin gelişmiş olması gerekir.
c)Tabii ki okuyup anladıklarımızı hatırlamak da (hafıza) çok önemlidir.

Şimdi bu üç problemi aşmak için gerekli çalışmalar üzerinde duralım.

1. Çabukluk

Okuma işlemi sırasında göz, satırlar üzerinde kayarak, gelişigüzel gidip gelmelerle değil; bir takım düzenli sıçrama ve duraklamalarla ilerler. Sekiz - On kelimelik bir satırda en az dört en fazla on kez durur. Genellikle ilk duruş satırın ilk sözcüğünde, son duruş ise son sözcüğünde olur.
* Duraklama sayısı
* duraklamalarda kalma süresi
* sıçrama alanı uzaklığı
okuma hızını etkiler. Her satırda, aynı okuyucu için bile, okuduğu yazının güçlüğü, okuyanın ruhsal ve bedensel durumu, duraklama ve sıçramaları etkiler.
* Göze sürat ve çeviklik kazandırmak,
* sözcükleri süratle tanıma alışkanlığı kazanmak,
* görme açısını, görme alanını genişletmek,
* görme alanı genişliğine bağlı olarak gelişen aktif görme alanından tam olarak yararlanmak,
* okurken göze ritim kazandırmak,
* bunun için gözlerin çalışmasını zayıflatan eski alışkanlıklardan bütünü ile vazgeçmek
hızlı okuma için gereklidir. Satırları, harf harf, hece hece, kelime kelime okumak, okuma hızını büyük ölçüde azaltır, anlamayı da zorlaştırır.
Çabuk okumak için önce yukarıdaki engellerden bir-bir kurtulmak gerekir. Daha sonra şu yol takip edilmelidir:

1. Gözlere, sözcükleri, sayıları biçimleri yoluyla tanıma, benzerlerinden ayırt etme ve algılama çabukluğu kazandırılmalıdır.
Gece karanlığında el fenerini ileriye doğru tuttuğunuzda tepe noktası fener olmak üzere aydınlatma alanının gittikçe genişleyen bir ikizkenar üçgen oluşturduğunu görürsünüz. Gözlerin satırlara bakışında da benzer bir durum oluşur. Aslında görme açısını iyi tespit edersek ve gözlerimizi eğitirsek bütün satırı dahi görmemiz mümkündür.
Bunun için gerekli alıştırmalar:

ALIŞTIRMA 5: Bir sayfanın ortasına en üste kısa bir kelime ve altına daha uzun bir kelime yazın ve bir satırdaki kelime sayısını 4-5’e kadar çıkartarak sayfayı doldurun. En üstteki satırdan en alttaki satıra kadar her satırın sadece orta noktalarına bakarak tüm satırı okumaya çalışın.

ALIŞTIRMA 6: Teknik terimlerin çok olduğu ve günlük hayatta çok kullanılmayan kelimelerle aynı alıştırmayı yapın.

2. Göz kaslarındaki tembellikten kurtulmak gerekir. Bunun için gözün iki nokta arasında gidip gelme hızını artıracak çalışmalar yapılmalıdır.

ALIŞTIRMA 7: Bir sayfanın 4 köşesine herhangi dört kelime yazın. Gözlerinizle hızlı hızlı bu kelimelere bakın. Bu alıştırma ile göz kaslarınızın esnekliği artacak ve iki bakış arasındaki zaman kaybından kurtulacaksınız.

3. Gözümüzün aktif gördüğü alanı genişletmek için bazı egzersizler yapmak gereklidir.

ALIŞTIRMA 8: Bir sayfaya 4 sütun ve sonra 3 sütun halinde yazılar yazın. Sütunların ortasına bakarak bütün sütunu görmeye çalışın ve yazıyı böylece okuyun. Başarılı olmak için bütün sütunu görmeye kendimizi zorlamalıyız. Bir zaman sonra gazetedeki köşe yazılarını, iki sütun halinde yazılmış kitapları, sadece sütunların ortasına bakarak okuyor olacaksınız.

EXTRA: Sayfayı eğer 40 – 45o kadar eğik tutarsak aktif olarak gördüğümüz alan artar. Gözümüzü rahatsız etmeyecek şekilde uzak ve eğik tutarak okuma alıştırmaları yapalım.

4. Gözün sayfa üzerindeki hızını artırmak için de egzersizler yapılmalıdır.

ALIŞTIRMA 9: Bir sayfa yazının her satırındaki son ve ilk kelimelere odaklanarak yazıyı okumaya çalışın. Ama asla ilk ve son kelimeden başka kelimeye bakmayın.

5. Gözün blok okumaya alışması gerekir. Blok okuma, aynı anda çok kelime görmek, her kelimede vakit kaybetmemektir.

ALIŞTIRMA 10: Bir sayfayı iki sütuna ayırın. Her sütundaki satırlara alt alta  ikişer kelimeden oluşan yazılar yazın. Soldan sağa yazdığınız yazıyı okuyun. Ama her sütundaki tek satır yazının sadece ortasına bakın.

6. Gözümüzün esnekliği de, yani bir noktadan farklı bir noktaya geçiş yeteneği de hızlı okumada çok önemlidir.

ALIŞTIRMA 11: Bir sayfanın sağ ve soluna büyük birer 8 rakamı çizin. 8’in etrafını dolanacak şekilde oklar koyun. Gözünüzle önce sağdaki okları sonra soldaki okları takip edin.

7. Gözün dikey görüş alanı, yatay görüş alanı kadar önemlidir. Çünkü bir bakışta alt alta bir kaç satır görmemiz mümkündür.

ALIŞTIRMA 12: Bir sayfa yazı üzerinde, iki satır ortasındaki satırda 3 kelimede bir nokta koyalım. Sadece bu noktalara bakarak üç satırı birden görmeye çalışalım.

ALIŞTIRMA 13: Şiir okuyarak, bir bakışta iki-üç satır görmeye çalışarak alıştırmalar yapalım.

8. Göz Gezdirme: Görme yelpazemiz genişledikçe, metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme ve düşünceleri yakalama hızına ulaşırız.

İyi bir okuyucu, yazının özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farkı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı "Göz Gezdirme" Tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edebiliriz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirlersek, bu, kavrayışımızı azaltmaz.

Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan "Göz atma" dan farklıdır. Göz gezdirme de amacımız belirli olduğu için daha dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme ile de yeterli bilgi edinilebilir.

Etkili bir göz gezdirme davranışında; metin başlığı alt bakşlıkları, giriş ve ilk paragrafı, sonraki paragrafların ilk ve son cümleleri, büyük harfle ya da italik yazılmış yerleri son paragraf ve varsa özeti okumalıdır.

NOT: Her çalışmanın ardından bir dakikada okuduğumuz kelime sayısını ölçelim. Her seferinde bir önceki sayıyı aşmaya konsantre olalım. Bunu yaparken de kendimizi kandırmayalım. 

2. Anlama ve Kavrama Yetisi

Beynimizin algılama hızına okuma esnasında gözümüzle bazen yetişemeyebiliyoruz. Çünkü göz sırasıyla önüne gelenleri okurken, akıl daha önce okunanları düşünüyor olabilir, sonuçlar çıkarmaya uğraşıyor olabilir, yani akıl daldan dala konuyor olabilir. Bu yüzden sağlıklı bir okuma süreci için okuma hızı ile düşünme hızı birbirine paralel olmalıdır.

Kavramayı artırabilmek için okunulan metnin ana fikrini anlamak önemlidir. Ana fikri anlamak için de vurgulanan cümlelere dikkat etmek gerekir. “Bilhassa, bu nedenle, bu yüzden, bu sebeple, sonuç olarak, bunun sonucunda, özetle, aslında, genellikle” gibi kelimeler ana fikri bulmamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, okuma esnasında ana fikirlerin altını çizersek daha sonraki okumalar için kolaylık sağlamış oluruz.

Çabuk okuma tekniklerinin yanı sıra okuduğumuz metne sağdan soldan gelen uyarıcıları dikkate almadan odaklanırsak okuduklarımızı kavrama yeteneğimiz artacaktır. Konu, ilgilendiğimiz bir konuysa bu zaten kolay olacaktır. Fakat ilgimizi çekmeyen bir konuyu okumak zorunda kaldığımızda okuduklarımızı merak etme hissini kazanabilirsek ve önyargılardan kurtulursak metne yoğunlaşmak daha kolay olacaktır.

Okumaya başlarken konsantre olmanın en temel yolu, beynimizi o konu üzerinde uyarmak ve ilgiyi yoğunlaştırmaktır. Yani, hangi konuyu okuyacaksak zihnimizi o konuya yönlendirmeliyiz. Bunun için bir göz gezdirme, bir ön okuma gereklidir.

Göz, okuma işlemi sırasında duraklama yapar, sözcük kümelerini beyne iletir. Sıçramalar sırasında sözcük iletmez. Akıl ise kesintisiz çalışır; duraklamalar sırasında gözün ilettiği sözcükleri anlamlandırır. Geçmiş bilgiler ile bağlantılar kurar, yorumlar yapar.

ALIŞTIRMA 14: Yazıyı elinize aldığımızda, anlamlı bölümler oluşturan paragraflara  zaman ayıralım. Her bölüm için kendimize 5 saniye süre tanıyalım ve bu süre içinde önemli düşüncelerden oluşan cümleleri yakalayalım. Her geçen gün daha az sürede daha çok ana düşünceyi yakalayıp, birçok ayrıntıyı atladığınızı göreceksiniz.

3. Hafıza

Okuduğumuzu anlamada güçlü bir hafızaya çok ihtiyacımız olacaktır. İnsanın zekâsı büyük oranda genleriyle belirlenmiştir. Ancak, bazı çalışmalar yaparak, ezberleme ve kavrama kabiliyetlerimizi tahmin edemeyeceğimiz kadar artırabiliriz.

Ortalama bir insan günde en az 6–7 sayfa yazı ezberleyebilme potansiyeline sahiptir. Ezberleyemiyorsak bunun sebebi yöntem bilmeme ve egzersiz eksikliğidir.
Hızlı okuma için bize gerekli olan ise daha çok kelime bilmektir. Eğer başka bir dilde okuma yapıyorsak hızlı okumanın en önemli yolu daha çok kelime bilmektir.

ALIŞTIRMA15: Her hafta belli bir miktar yazı ezberleyelim. Ne olduğunun hiç önemi yok. Yeter ki ezberlediğimiz yazıyı unutmamak için tekrarlar yapalım.

Beynimizin çok güzel bir özelliği var: Hatırlamak. Aslında bir kere gördüğümüz bir manzarayı veya okuduğumuz bir yazıyı bir daha aklımızdan sonsuza kadar çıkaramayız. Sadece, çoğu zaman gerekli olan bir özellik devreye girer: Unutkanlık. Eğer unutkanlık diye bir şey olmasaydı yaşadığımız acı olaylar her zaman tazeliğini koruyacak ve hayat çekilmez olacaktı. Ayrıca uzun süreli kullanmadığımız, belli bir zaman bize lazım olmuş ve artık işimize yaramayacak bir çok bilgi kırıntısı da zihnimizi sürekli meşgul edecekti. Ama okuduğumuz yazıları unutmak istemiyorsak – ki etkin okumanın yolu budur – belli periyotlarda tekrarlar yapmamız gerekir.

ALIŞTIRMA 16: Eğer 500 sayfalık bir kitap okuyorsak, 100 sayfada bir okuduklarımıza göz gezdirelim.

Okuduklarımızı daha önceki okuduklarımızla karşılaştırıp, yorumlar yaparak da ne okuduğumuzu daha iyi hatırlayabiliriz. Düşünsel ağırlığı olan konular üzerine okumalar yaparak düşünce dünyamızı zenginleştirebiliriz.

Tecrübelerimizi etrafımızdaki insanlarla paylaşmak öğrendiklerimizi tekrar etmenin en iyi yoludur. Böylece, bir konu hakkında diğer insanların da ne düşündüğünü görerek, çok boyutlu düşünebilme yeteneği kazanırız.

ALIŞTIRMA 17: Okuduğumuz kitabı bir arkadaşımıza özetleyelim. Bizce önemli olan yerleri anlatalım. Böylece, okuduklarımızı hafızamızda daha kolay tutabiliriz.

Buraya kadar yazılanları özetleyelim:
                                        
1. Gözünüzle ve beyninizle okuyun (Dudaklarınız ve ses telleriniz kımıldamasın).
2. Gözünüzle birden fazla kelime görmeye çalışın.
3. Okurken yazıya konsantre olmaya çalışın. Geri dönüşler yapmayı kendinize yasaklayın.
4. Her kelimeyi okumak yerine, asıl anlamı veren kelimeler üzerinde durun.
5. Kendinizi hızlı okumaya zorlayın.Bu zamanla bir alışkanlığa dönüşecektir.

6. Okurken  kendinize belli bir süre vererek, okuduğunuzu o süre içinde bitirmeye çalışın.
7. Fırsat buldukça değişik tipte yazılar okuyun (Kendinize mutlaka okumak için zaman ayırın).
8. Gereksiz ayrıntılar yerine ana fikir için okuyun.

Ana fikri bulmak için;
a) İlk paragraflarda yazarın tarzını çıkarmaya çalışın.
b) Ana fikri nereye yazmış olabileceğini düşünün. Her paragrafta bunu bulmaya çalışın.
c) Ana fikrin her paragrafta bulunabileceğine dikkat edin.

Şunu da belirtmek gerekir ki bazı kitaplar tamamıyla ana fikir kıymetindedir. Böyle kitaplarda gereksiz ayrıntı diye bir şey ya yoktur, ya da çok azdır.  Onun için, bu tür kitapları okurken ihtiyacımız olan şey, maksimum konsantrasyondur.

Yorumlar

  1. Hızlı okumanın ve okumanın önemine çok güzel değinilmiş bir yazı. Gerçekten ellerinize sağlık. Hızlı okuma kısa vadede kattıklarının yanında uzun vadede hayatınızı bambaşka bir noktaya getirebilir. Bu hem iş hayatınız olsun hem sosyal hayatınız olsun. O sebeple bu konuda profesyonel eğitim almayı düşünebilirsiniz. Şahsen ben İstanbul Boğaziçi Enstitüsü kurumundan eğitim aldım üstelik eğitim sonunda sertifika da veriyorlarmış. Cv'me eklememem için hiçbir sebep yoktu :) Tavsiye ederim. https://istanbulbogazicienstitu.com/uzaktan-egitim/hizli-okuma-teknikleri-egitimi/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Havayı Temizleyen Bitkiler

Nötronlar Neden Serbest Haldeyken Kararsız ama Çekirdek İçinde Kararlıdırlar?